Kulağa biraz garip gelse de aslında arkadaşlarımızın genetik yapıları, psikolojimizi yakından etkileyebiliyor!
“Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” atasözünün de şimdi ne derin bir anlam taşıdığını anımsadınız, değil mi?
Konuyla ilgili yürütülen bir çalışma, arkadaş seçimlerimizin kendi sağlığımız üzerinde de etkili olduğunu kanıtladı.
Çalışmaya göre ergenlik dönemindeki arkadaşlarımızın genetik özellikleri, bizim ruhsal ve madde kullanım bozukluklarına yatkınlığımızı belirliyor. Rutgers Robert Wood Johnson Tıp Fakültesinden Psikiyatr Jessica E. Salvatore ve ekibi, bu alanda çalışma gerçekleştiren bir isim oldu.
Araştırmanın bulguları, akranların genetik yapısının, bir kişinin gelecekte madde kullanımı, depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik bozukluklara karşı riskini etkileyebileceğini ortaya koyuyor.
Ortaya çıkan sonuçlara baktığımızda akranlar arasında genetik yatkınlıkların, kişinin sağlığı üzerinde doğrudan bir etkisi var.
Salvatore, “Akranlarımızın genetik yatkınlıkları, kişisel risklerimizle doğru orantılı. Bu etkiler ise uzun süreli olabiliyor.” Açıklamalarında bulunmuş. Peki bu nasıl bir çalışmayla ortaya çıktı?
1,5 milyondan fazla insanın katılımıyla gerçekleşen çalışmada bir analiz raporlandı. Araştırmacılar, bu insanların çevrelerindeki ve okuldaki akranlarının genetik risklerini incelediler. Veriler ise oldukça şaşırtıcıydı, çünkü bu duruma göre akranların genetik riskleri, kişinin ilerleyen yıllarda alkolik, madde bağımlısı ya da depresyona meyilli olabileceğini gösterdi.
Özellikle lise yıllarında bu etki çok büyük.
Araştırmanın sonucunda gerçekten de çevresinin genetiğinden etkilenerek, belki de ortada hiçbir sebep yokken saydığımız sebeplere meyilli hâle gelen birçok insan keşfedildi. Yani kendi genetiğimize odaklanırken aslında çevremizde olup bitenleri atlıyoruz.
Ancak bilim bile arkadaş seçiminin ilerleyen yıllarda kişinin ruh sağlığına etki edebilecek büyük bir kumar olduğunu söylüyor. Yani, annelerimiz yine haklıymış!